UTANCIN RESMİ GÜNDÜZ YIKAMACI GECE GARSON RESİMDEKİ KİŞİYİ TANIDINIZ MI?

UTANCIN RESMİ GÜNDÜZ YIKAMACI GECE GARSON RESİMDEKİ KİŞİYİ TANIDINIZ MI?

Dünya şampiyonluğu, Avrupa şampiyonalarında dereceleri bulunan milli halterci Muammer Şahin maddi imkansızlıklarından ötürü haltere ara vermiş durumda.

2011'de yıldızlar kategorisinde Avrupa üçüncülüğü, 2013'te Gençler Dünya Şampiyonluğu, 2015'te U-23 Avrupa ikinciliği, 2016'da İsrail'de U-23 Avrupa üçüncülüğü, 2017'de de Armutluk'ta yine U-23 kategorisinde dünya ikinciliği... Bunlar 26 yaşındaki milli halterci Muammer Şahin'in kariyerinden önemli satır başları. Gel gelelim şu anda dünya şampiyonları, 2020 Olimpiyatları içinde kamplarda olması gereken, düzenli bir antrenman programıyla çalışması beklenen Şahin, maddi imkansızlıklarından ötürü haltere geçici bir ara vermiş durumda. Eşi ve çocuğuyla geçinebilmek için gündüzleri otomobil yıkamacılığı akşamları kafelerde garsonluk yapan milli sporcu, deyim yerindeyse tam bir hayat mücadelesi veriyor. Peki, kariyerinde bunca başarı ve madalya bulunan bir isim neden böyle bir durumda? Haltere nasıl ve ne şartlarda devam edebilir? Ülkede amatör branşlarda başka böylesi hikayeler var mı?

Muammer Şahin, yaşadıklarını Sabah’tan Mehmet Bediroğlu’na anlattı.

- Dünya şampiyonasını kaçırma sebebiniz tamamen maddi durumunuz mu?

- Kesinlikle. Şöyle anlatayım, 2019'da Avrupa ikincisi olmuştum, yedi aylık bir hazırlanma sürecinin sonunda. O süreçte tüm masrafları kendi imkanlarımla karşıladım. Kulübümden aldığım 1500 lira ile hem ailemi geçindiriyor hem de spor masraflarımı halletmeye çalışıyordum. Yani çok sürdürülebilir bir durum söz konusu değildi. 2008'den beri bu işi yapıyorum devletten aldığım ödül miktarı 40 bin TL'yi geçmemiştir.

- Bu yazı Alanya'da geçirdiniz galiba değil mi?

- Evet, temmuz ayının ortasında gittim Alanya'ya. Normalde Kayseri'de yaşıyorum, orada inşaat işinde çalışıyorum. Ama yazın Kayseri'de iş olmadığı için eşimin memleketine, Alanya'ya geldik. Çünkü Alanya'da sezonluk işler oluyordu, yarı zamanlı işler bulması daha kolaydı.

- Hangi işlerde çalıştınız Alanya'da?

- Sabahları oto yıkamacıda çalıştım, akşamları ise bir otelin restoranında garsonluk yaptım. Zaman zaman nargile kafelerde de köz dağıttım.

- Hem Avrupa hem de dünya şampiyonalarında şampiyonluklarınız var. Bunların maddi bir getirisi olmadı mı?

-Dünya şampiyonu olduğum sene yönetmelik değişti. Yani kazandığım ödül yaklaşık 22 bin TL'ye denk geldi. Gel gelelim ben zaten bir sene boyunca hazırlanma sürecinde zaten 15 bin TL harcamıştım.

- 15 bin TL'ye nasıl bir hazırlık süreci oldu?

- Senenin başında başladım hazırlıklara. Yemek programı, protein takviyesi, antrenman ortamı... Hepsinin sorumluluğu bizdeydi. Kayseri adına ilk milli sporcu ve şampiyon olmama rağmen sahip çıkan olmadı. O sebepten 2015 yılında Ankara'ya, ASKİ'ye geçtim.

- Sizin hakkınızda "maddi yetersizliğinden kampı terk etti" haberleri çıktıktan sonra destek olmak isteyenler oldu mu?

- Ben sayın bakanımızla bile yüz yüze konuştum. Kendisine dedim ki "Eğri oturup doğru konuşalım; ben hem aileme bakıp hem de halter kaldırdığım için okuyamadım. Okul okuyamadığım için de şu an da işim yok. Beni temizlik personeli olarak bile işe alırsanız hakkımla paramı kazanırım. Bedava para istemiyorum sizden tek istediğim kamplara gittiğimde ücretsiz izin verin." Ama öyle bir şey de olmadı. Yaz boyunca sabah erkenden evden çıkıp gece 1'de döndüm, eşimle çocuğumu adam akıllı göremiyordum. Yine öyle olacak.

- Tüm bu zorluklara rağmen bu sporu bırakmayı düşündünüz mü?

- Şu içimdeki vatan millet bayrak sevdası olduğu sürece pes etmem. İçimde bu sevda olmasaydı çoktan pes etmiştim.

- Sizin gibi başka halterciler var mı?

- Herkesin durumu iyi bir ben kötüyüm. Kamptaki diğer arkadaşların bir gün maaşları yatmasın, gidiyorlar. Ama ben kalmak zorundayım.

- Bunun sebepleri ne peki sadece okul hayatı mı?

- Arkadaşlarımın okulları var, sponsorları var, maaşları var sıkıntıları nasıl olsun onların? Kamplarda kalıyorlar zaten ev geçindirme durumları da yok. Milli takımda beş sporcuyuz tek evli olan benim. 21 yaşımda evlendim, 1.5 yaşında oğlum var.

- Sporcu olarak yemeğinize dikkat etmeniz, antrenmanlarınızı aksatmamanız ve daha bir sürü şey gerekiyor. Şu an nedir durumunuz?

- Evet, Alanya'ya gittiğimde 58 kiloydum şu an 54 kiloya düştüm. Bir süre daha dikkat edebilecek bir durumum yok. Bir işte çalışmaya başladıktan sonra para bulup birikim yapıp tabii ki daha dikkatli yaşamaya çalışacağım.

- Eşiniz ne diyor bu duruma?

- Benim en büyük destekçim eşim. Bu yüzden onunla evlendim zaten. Eşime ve çocuğuma adadım kendimi.

- Eşiniz çalışıyor mu?

- Bir kafede çalışıyordu. Ama oğlumuz dünyaya gelince bırakmak zorunda kaldı.

- Halter sporuyla uğraşan tanıdığınız diğer kişilerin başka bir iş arayışı var mı?

- Ülkemizde böyle çok çocuk var. Bu gibi branşları yapan insanların maddi yönden durumları yoktur zaten. Spor onlar için bir ümittir aslında. Bu sporu bir öğretmenin bir doktorun çocuğu yapmıyor yani.

- Bundan sonrası için ne düşünüyorsunuz? Ümidiniz var mı?

- Ben Türkiye'nin ilk işsiz şampiyonuydum. Sonra iş buldum, inşaat işçisiyken şampiyon oldum. Sonra oto yıkamacılığı yaparken yine şampiyon oldum. Yani inşaatta amele, oto yıkamacı, garson oldum, onca iş yaptım ama "sadece" halterci olamadım. Ama olsun, ümidim hep var.

BU İŞİ YAPARSIN AMA ÇOK ZAYIFSIN

- Haltere başlayalı kaç yıl oldu?

- 2008'in sonlarına doğru başladım. Ondan önce futbola merak salmıştım ama olmadı.

- Haltere merakınız nasıl başladı?

- 2004'te ilk olarak televizyonda Halil Mutlu'yu gördüm. Hem ondan hem de spordan çok etkilendim. Ama o dönemler spor salonları bu kadar yaygın değildi. Başlarda atletizmi denedim ama başaramadım. Ardından okulda halter seçmeleri yapıyorlardı.

- O seçmelerle başladı yani?

- Evet ama başta 29 kiloyum diye almadılar beni. Boyum da kısaydı. Hocam "Sen yaparsın bu işi ama çok zayıfsın" dedi. Bana sürekli yediriyorlardı ama kilo alamıyordum. Hâlâ da öyle zaten. Başladıktan biraz zaman geçtikten sonra bir yarışmaya götürdüler beni. Bir eşofman verdiler ama olmuyor. Ama bir şekilde başlamıştım işte.

ARKADAŞLARIMIN YARISI CEZAEVİNDE

- Nasıl bir ortamda büyüdünüz?

- Etrafımda uyuşturucu kullanan, bir halta yaramayan çok insan vardı. O duruma düşmekten beni hocam kurtardı. Arkadaşlarımın yarısı cezaevinde şu anda. Stadyuma giderken köşe başlarında gördüğüm çocukları kollarından tutup spor salonuna götürüyorum ben de. Kurtuluş yolu bu çünkü, kendimden biliyorum. O ortamların içine girecekken kıyısından kurtulmuş biriyim.

- Okulu ne zaman bıraktınız?

- Lise 1'de bıraktım. İlkokulu da 10 sene okudum zaten. Uslu bir çocukluğum olmadı anlayacağınız. Hâlâ liseyi dışardan bitirsem mi diye düşünüyorum ama çok zor artık.

KAYNAK:merak.com.tr
Devamını oku » »

Yorum Yap